Ne yediriyorsunuz? Sık sık acıkmıyor mu? Yanınıza ne alıyorsunuz? Ya yedirdiklerinizi beğenmezse…
Özellikle daha önce çocuğuyla yurtdışı deneyimi yaşamamış aileler, bu konuda daha fazla endişeleniyorlar. Hatta bazıları beslenme konusunda kendilerini yeterince ikna edemedikleri için yurtdışı hayalini çocuk biraz daha büyüyene kadar rafa kaldırıyorlar.
Bu konuda çok fazla soru geldiğini görünce kendi deneyimlerimizi paylaşmak için bu yazıyı hazırlamaya karar verdik.
Çocukla yurtdışında seyahat etmenin en zor bölümlerinden birisi de tabi ki beslenme konusu. Çünkü çocuk, bir yetişkin gibi farklı durumları idare edemez, ikna olamaz, yetinemez… Dar zamanda, bulabildiğiniz en iyi şartlardaki yemeği reddetmesi kadar sinir bozucu bir şey yoktur.
O zaman yurtdışındayken çocuklar ne yer?
En Kolay Öğün: Sabah Kahvaltısı
Bütün gece mışıl mışıl uyumuş miniğiniz sabahları kurt gibi acıkmış olarak uyanır. Bu nedenle bir şeyler yemek için fazla beklemek istemez. Bu durumu en hızlı şekilde halledebileceğiniz yöntem, kahvaltı dahil bir otel seçmektir. (Bizim tercihimiz genelde bu şekilde oluyor)
Eğer konaklama yapacağınız yer, kahvaltı dahil bir otelse; peynir, ekmek ve çay, en kötü ihtimalle bulabileceğiniz ürünlerdir. Buradan götüreceğiniz küçük reçellerle de kendinizi şımartabilirsiniz 😀 (ki illa ki peynir, ekmek, çaydan çok daha fazlası vardır)
Eğer kahvaltı dahil değilse ya da bir ev kiralamışsanız; odanıza yerleşir yerleşmez civar yerlerde bulabileceğiniz minik bir marketten sevdiğiniz kahvaltı menüsünü oluşturabilirsiniz. Çocuğunuz evde nelerle kahvaltısını yapıyorsa, yurtdışındayken de çok benzer bir menüyü yakalayabilirsiniz. Örneğin Paris seyahatimizde, otelde kahvaltı yoktu ama çok yakınında bir market bulunuyordu. Sabahları gidip oradan taze sandviç, meyveli yoğurt ve süt alıyorduk. Derin ayıla bayıla kahvaltısını yapıyordu.
Ayrıca buradan gitmeden önce çantanıza yulaf ezmesi ya da mısır gevreği gibi kolay hazırlanabilir besinler de koyarsanız alternatif bir kahvaltılık da sunma şansı yakalamış olursunuz.
Odanızda bir de küçük bir buzdolabı da varsa (otel seçerken buna da dikkat edebilirsiniz) sabahları yanınızda götürmenizi tavsiye ettiğimiz, uyduruk su ısıtıcılarda yumurtasını bile haşlayabilirsiniz.
İşte gayet besleyici bir öğünle güne başladınız.
Öğle Yemeği
Öğle yemeği olarak; gideceğiniz her ülkede, çorbası bulunan bir restaurant illa ki bulunur. 5-10 €’ya bu öğünü de rahatlıkla halledebilirsiniz. Alternatif olarak biz bazen dilim pizza alıyoruz, bazen de noodle yediriyoruz. Makarnayı çok sevdiği için bu konuda hiç zorlanmıyoruz.
Eğer yedirecek pek bir şey bulamaz veya güven vermezse buradan depolayacağınız toz şekildeki tarhanalar da besleyici bir seçenek olabilir. Toz tarhanaları marketlerde bulabilir veya evde kendiniz de hazırlayabilirsiniz. (Biz evde yapmıyoruz. Güvendiğimiz birilerine yaptırıyoruz :D)
Tarhana, hem çantanızda fazla yer kaplamaz hem de kolay hazırlanabilir. Otelde (oteliniz merkezde veya otele gezdiğiniz yerlerden kolayca ulaşabiliyorsanız) yine o küçük su ısıtıcınızla 5 dakikada hazırlayabilirsiniz.
Akşam Yemeği
İtiraf edelim ki bu konuda Prag gibisi yok. Akşam yemekleri konusunda en zorlanmadığımız şehir burası olmuştu. Ülke ucuz olduğu için her restauranta çat çut girip, gerçekten adam gibi yemek yiyebilmiştik. Derin de oranın bütün et yemeklerini çok sevmişti ve akşam yemekleri içimize sinerek geçmişti. Neler yediğimizi merak edenler buraya tıklayabilirsiniz.

Ama her zaman böyle olmayabilir 😀
Çocuğunuz evde akşamları ne seviyorsa, ona yakın bir lezzet bulmaya çalışabilirsiniz. Genellikle sizin yediklerinizden yiyecektir ama doyduğu konusunda tereddütleriniz varsa ya da örneğin etlerin ne eti olduğundan emin değilseniz en temizi yine çorba olacaktır. Özellikle sebzeli çorbalar Avrupa’da çok lezzetli olabiliyor, deneyebilirsiniz.
Çorba istemiyorsa onun yerine öğlenki seçeneklerden tüketmediği dilim pizza, makarna ya da seveceğini düşündüğünüz yöresel bir tat yedirebilirsiniz.
Hiçbir şey bulamadıysanız veya şehir ( Amsterdam gibi) aşırı pahalı geldiyse o zaman çözüm oteldeki meşhur küçük su ısıtıcısında. 😀 Hemen marketten beğeneceğini düşündüğünüz bir kaç şey alıp otelde güzelce hazırlayabilirsiniz.
Tabi su ısıtıcısı akşam yemeğinde yetersiz kalabilir. Eğer otel seçiminizi yaparken mikro dalga fırını olan bir yer seçerseniz akşam yemeklerini kendiniz hazırlama konusunda daha fazla seçenek bulabilirsiniz. Otelde mikro dalga fırını nereden bulacağız diye aklınıza gelebilir ama bizim kaldığımız 9 otelin 5 tanesinde bulunuyordu.
Aynı zamanda Avrupa’daki marketlerde, salataya kadar birçok yemeği dondurulmuş veya tüketilmeye hazır şekilde bulabiliyorsunuz. Marketle uğraşmak istemezseniz bizim gibi valizin boş kalan yerlerine çabuk çorba ve noodle doldurabilirsiniz. Sıkıştığımız anda hoop anında hazır.
Hayat Kurtarıcı: Ara Öğünler
Ara öğünler bir çocuk için hem oyalayıcı hem de besleyiciliği yüksek öğünlerdir. Üstelik çoğunlukla çocuklar bu öğünlere bayılır. Valizinizde fazla yer kaplamadığı gibi gün boyu da çok ağırlık yapmadan yanınızda gezdirebilmenizi sağlar.
Örneğin; kuru üzüm, kuru kayısı, badem, fındık gibi kuruyemişler… Bunlar hem sağlıklı hem de tok tutuyor. Kurutulmuş meyvelerden de yanınıza alabilirsiniz. Derin’in bütün kuru meyvelerle arası iyi 🙂
Seçeneklerden bir diğeri de küçük yoğurtlar… Marketlerde yoğurt bulmak hiç zor değil. Bizim dilimizde olduğu gibi “Yogurt” yazıyor. Meyvelisi, sadesi her çeşit bulabilirsiniz.
Bunlar dışında bizim gibi yanınıza biraz meyve de (Avrupa’da birçok otelde ikram ediliyor. Eğer yoksa marketlerde taneyle bulabilirsiniz) alabilirsiniz.
Peki çantanızda ağırlık yapmadan duran ve yendiğinde uzun süre tok tutabilen yiyecek nedir? Tabi ki çubuk kraker. Bu bir ara öğünden ziyade daha çok sus payı 😀 Olur olmaz bir yerde kriz geçirdiğinde biz kraker ikram ediyoruz. 😀
Aynı zamanda bizim gittiğimiz her şehirde, oraya özgü ayak üstü bir lezzet bulunuyordu. Prag’da trdelnik, Amsterdam’da patates kızartması, Belçika’nın bütün şehirlerinde waffle, Paris’te bardakta soğan çorbası, Roma ’da dondurma vs.
Bu lezzetlerle hem ara öğün yapmış oluyor, hem dinleniyor hem de bu lezzetleri denemiş oluyorsunuz. Dikkat ettiyseniz zaten hepsi de bir çocuğun kalbini pır pır ettiren şeyler. “Yok ben yemem” diyen çocuk nadirdir 😀 😀 Bu nedenle ara öğünlerde hiç zorlanmayacaksınız.
Elbette ki evde hazırlamaya çalıştığımız gibi ya da her şey %100 organik ve doğal olmayabilir. Ancak bulunduğumuz şartlarda en iyisini yapabiliriz.
Yaşarken düşündüğünüzden daha kolay olduğunu göreceksiniz.
Huzurlu Seyahatler…
Merhaba, yazınız harika.. biz oğluşun ilk yurt dışı seyahatini Amsterdam Paris’e yapmıştık.. amsterdam’da ev tuttuk.. giderken yanımda tarhana, makarna ve şehriye götürüp orda çorba vs yapmıştım.. mama termosuyla gün içinde yanıma alıp içiriyordum, akşam yemeğini evde yiyorduk.. somon bile yaptım ? paris’e geçerken yine çorba yapıp mama termosuyla götürdüm.. pariste zaten steak makarna pizza ziyedesiyle doyurdu hepimizi.. ara atıştırmalarımızı yine yanımda götürdüğüm ceviz kuru kayısı vs ile yapmıştım..
Bu harika yorumunuz için çok teşekkür ederiz. Emeğinize sağlık. Siz leveli bir tık daha ileri götürüp somon yapmışsınız 😀 Vallahi tebrikler 🙂